Yıl 2007 "Ufukta tehlikeli bulutlar görüyorum. Ordunun siyasete karışması işi artık bitmelidir. Asker kışlasına, siyasetçi siyaset sahnesine dönmezse her şey mahvolur" sözlerinin sahibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün Cumhuriyetimizi kuruşunun üzerinden 84 koca yıl geçti. Ancak bugün dahi hala her siyasi konuda ordunun görüşleri merak edenler, ağzından laf almaya çalışanlar ve her fırsatta onu göreve çağıranlar var. Üstelik onca acı tecrübeye rağmen
Bu kitapta demokrasi dışı müdahalelere" doğrudan veya dolaylı şekilde maruz kalmış ve bunun sonucunda Türk milletinin teveccühüne mazhar olmuş üç liderin, kendisini milletine adayan ve bunun bedelini canıyla ödeyen merhum Başvekil Adnan Menderes, Türk milletinin ufkunu açan, yaşamı boyunca ülkesi için çalışmayı düstur edinmiş merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve muhtar bile olamaz" diyenlerin şaşkın bakışları arasında kendinden önce çizilen bu çizgiyi bütün zorluklara rağmen sürdürmeye kararlı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın hayat hikâyelerinin üzerinden bir ülkenin zorlu demokrasi serüvenini" okuyacaksınız
Zira 17 Eylül 1961 günü, darbeciler tarafından asılan bir Başbakan değil, koca bir milletin kaderiydi. O günden beridir yas tutan bu millet, iradesine dışarıdan müdahalelere gerekli karşılığı demokratik hakları çerçevesinde en ağır biçimde her fırsatta vermiştir. 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra bir kez daha görülmüştür ki, bu millet kanunu" sonsuza kadar değişmeyecektir.
Bunun adı mağduriyet primi" değildir. Bu bir demokrasi feryadı"dır

Önsöz:
"Zamanı gelmiş bir fikrin karşısında hiçbir ordu duramaz"
Victor Hugo

Türkiye Büyük Millet Meclisi"nin duvarlarında büyük puntolarla yazılan bir yazıt vardır: "Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir." Henüz yüzyılını doldurmamış genç devletimizin yüce milletinin bu hâkimiyeti" dönem dönem ondan zorla ödünç alınmış, adeta çalınmıştır.
Yıl 2007 "Ufukta tehlike bulutlar görüyorum. Ordunun siyasete karışması işi artık bitmelidir. Asker kışlasına, siyasetçi siyaset sahnesine dönmezse her şey mahvolur" sözlerinin sahibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün Cumhuriyetimizi kuruşunun üzerinden 84 yıl geçti. Ancak onun Cumhuriyetinde bazıları hala her siyasi konuda ordunun görüşlerini merak ediyor, ağızlarından laf almaya çalışıyor ve her fırsatta onu göreve çağırıyor. Üstelik onca acı tecrübeye rağmen
17 Eylül 1961 günü, darbecilerin yönetime el koymasından on dört ay sonra darağacında idam edilen bir Başbakan değil, koca bir milletin kaderiydi. Bütün bir siyasi hayatını halkına hizmet etmekle geçirmiş, yüce bir milletin sevgisine mazhar olmuş bir Başbakan, yok yere asıldığından beridir Türk milletinin gönlü yas tutar. Ve bu millet o günden beridir sesini bastırmak isteyenlerin dışarıdan müdahalelerine" gerekli karşılığı demokratik hakları çerçevesinde en ağır biçimde vermiştir. 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra bir kez daha görülmüştür ki, bu millet kanunu" sonsuza kadar değişmeyecektir. Bunun adı mağduriyet primi" değildir. Bu bir demokrasi feryadı"dır.
Bu kitapta demokrasi dışı müdahalelere" doğrudan veya dolaylı şekilde maruz kalmış ve bunun sonucunda Türk milletinin teveccühlerine mazhar olmuş üç liderin, kendisini milletine adayan ve bunun bedelini canıyla ödeyen merhum Başvekil Menderes, Türk milletinin ufkunu açan, yaşamı boyunca ülkesi için çalışmayı düstur edinmiş merhum Cumhurbaşkanı Özal ve muhtar bile olamaz" diyenlerin şaşkın bakışları arasında kendinden önce çizilen bu çizgiyi bütün zorluklara rağmen sürdürmeye kararlı Başbakan Erdoğan"ın perspektiflerinden konuya bakmaya çalıştım.
Bu kitapta, kahramanlarımızın yaşam öykülerinden hareketle bir ülkenin demokrasi mücadelesinin satırlarını okuyacaksınız. Geçmiş dönemlerin öykülerini okurken, bugünkü olaylarla benzerliklerine hayret edecek, tarihe tekekkür" diyenlerin ne kadar haklı olduklarını düşünürken, İbret alınsaydı tekerrür mü ederdi" diye itiraz eden büyük şairimizi" şükranla anacaksınız. Bu noktada kitap yazım sürecinde özellikle manevi desteğini esirgemeyen Şefik Memiş"e değerli katkılarından ötürü özellikle teşekkürlerimi sunmak isterim.
Bu kitapla, Türk demokrasi tarihinin onurlu mücadelesine çorbada tuz" misali katkı sağlayabilmişsem kendimi bahtiyar sayacağım. Bu vesileyle kendilerini Türk milletine hizmete adamış, gece gündüz demeden bu ülke için çalışmış, gerektiği zaman demokrasi uğruna canını vermiş geçmişin demokrasi kahramanlarına", bu aziz milletin bir ferdi olarak minnettarlıklarımı sunuyor, geleceğin demokrasi kahramanları"nı da bugünden muhabbetle selamlıyorum.
Demokrasi güneşinin hiç batmayacağı bir Türkiye umuduyla

Abdullah YAŞAR

Içindekiler:

I.BÖLÜM - Menderes ve 27 Mayıs
II. BÖLÜM - Özal"a Doğru - 12 Mart
III. BÖLÜM - Özal ve 12 Eylül
V. BÖLÜM - Erdoğan"a Doğru - 28 Şubat
V. BÖLÜM - Erdoğan ve 27 Nisan
EK - Müdahaleler için Ne Dediler? 17 Eylül 2007, İstanbul.