Say something...
Nothing found. Please repeat.
Unsupported browser. Sorry...
Mesele bizim açımızdan isyanı sonuna kadar taşımak ve bu isyanda tutsak düşmüş olanların ortadan kaldırılmalarına seyirci kalmamak için yapabileceği, son şeyi yapmak tercihiydi. Bunun pratik bir politik karşılığı olmayabilir. Fakat o an için bunlar önemli olmaktan çıkmıştı.
Mesele bizim açımızdan isyanı sonuna kadar taşımak ve bu isyanda tutsak düşmüş olanların ortadan kaldırılmalarına seyirci kalmamak için yapabileceği, son şeyi yapmak tercihiydi. Bunun pratik bir politik karşılığı olmayabilir. Fakat o an için bunlar önemli olmaktan çıkmıştı.
Ertuğrul Kürkçü
Mahirleri Maltepe cezaevinden, İstanbul'dan, Ankara'dan, Fatsa'dan, Kızıldere'den uğurlayan bizler on yıllardır her gittiğimiz yerde bize eşlik eden derin bir hüzünle yaşıyoruz... İtiraf etmekte yarar var, geride kalmak kolay değil...
İlkay Demir
Mahirler'in kaçışından sonra, her şeyi gırgıra alıyorduk. Zafere ulaştığımızı düşünüyorduk ve hiçbir şey umrumuzda değildi...
Ayşe Emel Mesci
Ulaş, Mahir'den farklıydı. Onun gergin ya da sinirli olduğuna hiç tanık olmadım.
Ülkü Sağır
DEV-GENÇ'in son kongresinde Mahir'in yaptığı uzun konuşma artık yalnızca Milli Demokratik Devrim tezlerinden cunta konusunda değil, solun geleneksel anlayışlarında da büyük bir kopuşun yolunu açıyordu...
Oğuzhan Müftüoğlu
On'lar, sosyalizmin insancıl yüzü, Marksist materyalizmin etiksel değerler bütünü, solun, sosyalistlerin birlik olmalarının sembolüdürler.
Teslim Töre
www.kulturatek.com
Hatırla Sevgili adlı televizyon dizisiyle birlikte Türkiye yakın tarihiyle yüzleşme fırsatı buldu. Özellikle gençler, evlerindeki kara kutunun başında otururken hiç bilmedikleri tarihsel kimlikler ile yüz yüze geldiler.Evet bu karakutu çok etkili. Bir medya toplumu olduk uzun zamandır. Başka yöntemlerle anlatmakta çok zorlanılan şeyleri televizyondan herkese ulaştırabilmek mümkün artık. Bu durum siyaset için bile böyle. Parası olanlar için elbette. Parası olan partiler artık seçim dönemlerinde propagandalarını boşuna TVden yapmıyorlar.Ancak kuşkusuz ki bu "yeni" tanışma sadece böyle açıklanamaz. Belleksizleştirilen bir toplum var artık. Okumayan, konuşmayan örgütlenemeyen; teslim alınmış bir Türkiye... Tüm mücadelemize karşın durum bugün böyle.Böyle bir ülkede gerek günün koşulları, gerekse de dizinin yapımcıları, yönetmeni ve danışmanlarının namuslu tavrı, gerçeklere mümkün mertebe yakın durma sorumlulukları, izleyiciyi doğal olarak televizyon karşısına bağladı. Gözleri yaşlı, yumrukları sıkılı, kendi tarihimizi seyrettik sanki kendimiz oynarmışcasına.Bizi bu kadar hüzünlendiren dizi, birçok insanı, bilmedikleri bir ülkede düşsel kahramanlar izledikleri hissiyle koltuğa oturttu. Başlangıçta bir nevi "Lost kıvamında" izlenen dizi giderek Türkiye siyasal hayatına etki yapacak kadar ses getirdi. Gençler pıtrak gibi meydanlarda boy göstermeye başladı. Önümüzdeki yıllar, ağabeylerinin, ablalarının izinden gidecekleri mesajını yaydılar meydanlarda.Bu kadar belleksiz nasıl oldu bu toplum, diye sormamak gerekiyor. Bu, anlaşılır bir şey. Toplumun üzerinden silindir gibi geçen askerî darbeler ve baskı dönemlerinden sonra aileler, çocuklarının bilmesini istemedikleri hiçbir konuda onları yönlendirmedi. Hatta hayatı mücadele içinde, hapishanelerde geçen devrimciler bile çocuk sahibi olduklarında çocuklarını bir ebeveyn içgüdüsüyle korudular. Kendi başlarından geçen "kötü" şeyleri onların da yaşamasını istemiyorlardı açıktan ya da gizli düşüncelerinde. Böylesi bir duruma karşı bir şeyler yapmak gerekiyordu tüm yaptıklarımıza ek olarak.Biz de BirGün gazetesi olarak 68in 40ıncı yılında arkadaşlarımızı anmak, mücadelelerine olan bağlılığımızı göstermek için bir yazı dizisi hazırladık. Geride kalanlarla konuştuk önce. Onlar bize geride kalmanın kolay olmadığını anlattılar. Sonra gençlerle konuştuk. Onlara sorduk Kızıldereyi, Mahiri, Denizi, İboyu ve ONları.Hatırla Sevgili dizisinin oyuncularıyla, yönetmeni, senaristleriyle ve danışmanlarıyla da konuştuk.Kızılderenin 36ncı yıldönümünde, 30 Mart 2008de yayımlamaya başladığımız yazı dizisini, günlük bir gazetenin sayfalarında yitip gitmemesi için kitaplaştırmaya karar verdik. Sonuçta, 22 gün süren bir yazı dizisi BirGün emekçilerinin çabalarıyla elinizde tuttuğunuz kitaba dönüştü.
Mahir Deniz Ibo - Üç Deniz - Deniz Gezmis - Cem Cobanli
Büyük boy, Resimli, 284 sayfa
Yayınevi (yayınevinin diğer kitapları için tıklayınız): Kalkedon
Veya telefonla sipariş için : 04 78 52 39 78
Bilgi kartı