İlçe yeni bir haber ile çalkalanmaya başladı.
Herkes kendi işittiğini konuşuyordu.
İşittiklerine bire iki ekleyenler de vardı tabi.
Neler konuşulmuyordu ki.
Salih ile Mümin hoca ailece dışarı çıkamaz olmuşlardı.
Durum oldukça gergindi. Saadettin, İlyas ve Ali öğretmenler, zaman zaman uğrayıp ihtiyaçlarını karşılıyorlardı.
Bir akşam Salih beylerde, bir akşam da Mümin beylerde toplandılar...

Mürşitleri, üç pervaneye ateşi öğretmekteymiş.

Birinci pervaneye hitaben demiş ki:

“Hadi uç ateşe doğru. Git ve tez vakitte geri dön. Bakalım bize ne haberler getireceksin?”

Heyecanla uçmuş birinci pervane ateşe. Çok geçmeden, gidişinin bin misli heyecanla geri dönmüş...

Duygu, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda çello çalan, romantik ve içe kapanık bir genç kızdır.

Ailesinden uzakta kız arkadaşlarıyla paylaştığı dairede sakin ve huzurlu bir yaşamı vardır.ta ki uçak yolculuğunda kendisini etkileyen Doğan Erkal

Bütün hayatı mücadele ve kavgayla geçmiş Bülent Akyürek'in kendi kişisel tarihi ve ülkesinin siyasi tarihiyle yüzleştiği “Yağmur Getiren Fırtına” romanı, 1980 öncesine çocuk gözüyle bakan; aforizmalarla şiir dilinin iç içe geçtiği, itilmiş insanın öfkesiyle dolu, ironik bir marjinal edebiyat örneğidir.

Bir aşk romanı...
Hem de iç içe işlenmiş beş farklı aşk hikayesi.
İç içe oldukları kadar birbirlerinden kopuk.
Kimileri meşru daire içinde oldukça masum duygularla birbirlerini severlerken, bazıları tamamen dünyevi heveslerle ve bir o kadar da ihtiraslarla aşk adına hayatlarını

Anne Babanıza teşekkür ediyormusunuz?

Bir Hatırlatma
Birgün deprem önceden keşfedilecektir.

Allah (c.c.), bilinmeyeceklerin neler olduğunu Kur'an'da bildirmiştir.

Çocukluğumda bir komşumuz vardı. Birçok oğlu vardı, sayısı zihnimde on iki çocuk olarak yer etmiş. Kadın ilginç bir kadındı. Onu şimdi izliyorum, bilinç altımdaki görüntüsünden. Ne kadar zeki bir kadın ya Rabbi! Hem zeki, hem de zekasını kullanıyor.

Çocuklar! Size yazdım. Büyükler siz de okuyun diye nesillerin öyküsü tam bir aile serisi Yılan Yavrusu da bu serinin bir parçasıdır. Lütfen bu seriyi okuyanlar büyük ya da küçük duygularınızı bana yazın.
Emine Şenlikoğlu

Düzen, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmak için kurulmuştu.Altında kalanın canı çıkıyordu...
Istanbul'un iki yüzü vardı. Bir yandan açlıktan kıvrananlar. Diğer yandan çok yemekten dolayı etrafı kirletenler...
Dolmuş parası bulamayanlar..

Madem uluslararası bir işgal kaçınılmazdı, güç dengesini bölüştürmek ve aşırı hakimiyeti kemirmek, bir gün ülkenin yeniden ayağa kalkmasını, egemenlik kavgasını kolaylaştırabilirdi...
... Karanlığı bekleyen yarasalar gibi saklandıkları deliklerden çık

Meliha Akay'ın yalnız, bazen ürkek ve nahif kahramanları, Ya Kaybolursan adlı öykü kitabının sayfalarında tesadüflerin, hayallerin ve hayal kırıklıklarının evreninde dolaşıyor ve okuru kendi kırılganlıklarını sorgulamaya yöneltiyor.
Annelerinin sıcakl

İtinasız Erkekler Kulübü, bağlanmanın, kopmanın ve aşk acısının parodisi Felsefe çevirilerinden tanıdığımız Deniz Çakır, bu ilk romanında hem çoğuyla sorunlu insanların ruhsal cehennemini anlatıyor, hem de kadın-erkek meselelerindeki 'ironik duruma' gönd

“Çok uzaklarda bulutlar siyahtır, karadır bilir misiniz? Fırtınalar canınızı yakar, üşürken yanarsınız!

Onlarda karanlıktır hisseder misiniz?

Rüzgâr sizi zavallı kılar; Savurur – Savurur – Savurur Çalar herkesten alır, uzaklara taşır. Ağlarsınız – Ağlarsınız; Ağlarsınız Yaşarsınız da!

Sorarsınız, yaşamak sadece nefes almak mıdır? Sonra kapılar açılır, kapılar kapanır…

Nehir Aydın Gökduman
RAVZA YAYINLARI

Bu roman, Anadolu'nun yoksul köy ortamından kalkıp İstanbul'a üniversite okumak amacıyla gelen, ancak bir terör örgütünün saflarına katılarak eli kanlı bir terörist olan Kürşat ve lise yıllarından arkadaşı

Kitabımız Belkıs AKKALE’nin onurlu hayat mücadelesini anlatıyor.
Bu hikaye sanat adına gelecek nesillere ışık tutacağı gibi ailenin ne demek olduğunun da tam manası ile bizlere hatırlatacak bir hikayeyi içermektedir. Aile içi danışma ile nelerin aşılacağını okurken yaşayacaksınız...

Merhum Sakıp Sabancı’ya gelen bu sır dolu paket Sabancı suikastinin sır perdelerini aralayabilir mi? Paketten çıkan ve Sabancı’yı benzersiz bir projeyi uygulamaya yönelten ürpertici gerçekler neler? Gizli saklı bir esas ‘kurban’ var mı?

Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesinin en büyük engelinin trajik bir terkedilme hikayesi olduğunu kim bilebilirdi?
Almanya Başbakanı Angela Meyer kendisinin terk eden Türk sevgilisi Rıfkı’nın ardından tüm Türklere kan kusturmaya and içer.
Meyer sadece Türklere değil toprak ihtilafı olduğu Fransızlara da kıl kapmaktadır. Fransa karışınca onlara savaş açar.

Hz. İsa (a.s.) kıyamete yakın tekrar yeryüzüne dönecek mi?
Hangi görevle dönecek ve neler yapacak?
Onu nasıl tanıyacağız?
Hangi topluluk içerisinde çıkacak ve kimlerle neler yapacak?
Kendisine karşı tutumumuz ne olacak?
Bu sorular asır

Politik Kurgu-Roman
Ekim 2006 seçimleri: CHP brinci, Ak Parti ikinci parti, DYP ve MHP yeniden mecliste...

Bir Çift Yürek, Amerikalı bir kadının Avustralya'da yaşadğı ruhsal yolculuğun öyküsüdür. Göçebe kültürden Aborijinler eşliğinde, kabilenin kendilerini adlandırdıkları şekliyle, "Gerçek İnsanlar"la birlikte dört ay boyunca, çölün çorak coğrafyasındaki bitkiler ve hayvanlarla uyum içinde yaşamayı öğrenir. Olağandışı insanlardan oluşan bu toplulukla birlikte yaptığı yolculukta

Harem, kölelikten sultanlığa giden bir aşk yolculuğu...

Harem, yıllarca "Fantastik, egzotik, baştan çıkarıcı" gibi yaftalamalara maruz kaldı Harem, Osmanlı"da Kadın üzerine araştırmalarıyla ABD"de Benjamin Franklin ödülüne layık görülen Aslı Sa

Efsaneler, ölümsüzlük ve beş bin yıllık bir gizemin romanı.

Massachusetts'te, Benjamin Finch adıyla doğdu, dokuz yaşında babasıyla birlikte çıktığı uzun bir yolculuğun sonunda, Kahire ve Tel Aviv üzerinden İstanbul'a geldiğinde, adı Eser Büyükder

İran...
Renklerin gizlice buluştuğu ülke...
Güzel halılar, Şah zamanından kalma görkemli saraylar İslam'ın bambaşka yaşandığı topraklar..Bir yanda Şia'nın keskin kılıcı, bir yanda yasak olmasına rağmen uydudan dünyaya açılan insanlar...

Batı Trakya da yaşayan Türkler'in, altmışlı yılların ikinci yarısında gördükleri eziyeti, ora ahalisinin yaşantısını, umutlarını, beklentilerini anlatır.
Bu, Batı Trakya'da yaşayan ve her dakika kan kusan insanların hikayesidir. O insanlar yerle gök a

Tülün Yalçın'ın romanı Osmanlı'da Bir İngiliz Gelin, gerçek bir yaşamöyküsü.1800'lü yılların sonunda Eleanor adında genç bir İngiliz kızı, halası ile birlikte günler süren bir gemi yolculuğu yaparak İstanbul'a gelir. Amacı Pera'da oturan akrabalarının yanında bir hafta geçirmektir. Nellie, Cadde-i Kebir'de dolaşırken genç, kara gözlü bir katiple çarpışır ve bu çarpışma onun hayatını değiştirir.

'Galatasaray Lisesi'nin önünde birikmiş kalabalık, geleni geçeni derin ve biraz da hasetli bakışlarla süzüyor, sokakların tenhalaşmasını bekliyordu. Yüzlerinde bir huzursuzluk, bir beceriksizlik ilk bakışta dikkati çekecek kadar aşikar ve sabırsızdı.'

New York Times Bestseller.

PİŞMANLIKLARINIZI,ACILARINIZI VE HATALARINIZI SIFIRLAYARAK...HAYATINIZA YENİ BİR SAYFA AÇMAK İSTER MİYDİNİZ?

Gerçek bir hikayeye dayanan KIRMIZI KAZAK içinde aile güven ve bağışlayıcılık öğeleri barındıran sami

Yaşamının çalkantılarla dolu bir döneminden geçmekte olan genç bir gazeteci, bir sabah ağır bir uykudan uyanıp kendine geldiğinde, son iki buçuk aya ilişkin hiçbir şey hatırlayamadığını dehşetle fark eder. Elindeki tek ipucu, bir takvim yaprağının üzerine kendi el yazısıyla karalanmış, kısa bir nottan ibarettir...

Bizim Köy 1950`de yayımlandığında toplumun geniş kesimlerinde tam anlamıyla bir depreme yol açtı. Yazarın, 17 yaşında gencecik bir öğretmenken kaleme almaya başladığı "köy notları" kitap haline getirilip de basıldığı zaman önce iktidarın öfkesini üzerine

Kısa kısa ibretlik hikayeler demeti...

Düşündükçe şaşırtan, gezip gördükçe bizleri hayretler içerisinde bırakan bir dünyada yaşıyoruz.
Herkesin aynı konforu yaşadığı bir dünya hiç olmamış. Bir insan istediği bir mekanda otursa, arzu ettiği makamlara kavuşsa, dilediği şekilde yaşasa dahi bir şeyleri kaçırıyormuş hissi onu rahat bırakmıyor.

Ben o kadar çok kendine küsmüş ve her şeyden tat almayı bilmeyen sakatlar tanıyorum ki, hemen hepsi de bu yaşam şekillerini maddi imkansızlıklar içerisinde bulunmaya bağlıyorlar. Hayat bu; kimi zengin, kimi fakir ama en önemlisi en güzel kahkahayı atmak değil midir?
Yaşamın bütün zorluklarına rağmen Yeliz Güllü, bize, hayata dört elle sarılmanın önemini kendi öyküsünü anlatarak gösteriyor.

Yaşamın anlamı üzerine şaşırtıcı bir hikaye...

Babasının isteğiyle toplumdan uzak bir dağ başındaki tapınakta hayatı anlama ve aydınlanma yolculuğuna çıkan, Derviş kendi deneyimleriyle bunlara ulaşmıştı. Bir gün bir haberci geldi ve babasının ölüm haberiyle birlikte vasiyetini ona açıkladı.

Şaşırtıcı bir vasiyetle hayatı birden kendi kontrolünden çıkan Derviş'in

Onu ilk defa bir haziran günü Sazlı Pınar yolunda gördüm. Viran bir köprünün başında köylülerle konuşuyordu. Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. Yanından geçerken selam verdik. Jandarma arkadaşım:
- Keyifler iyidir inşallah Bey, dedi.
- Çok şürük çavuş... Sen de iyisin ya?

"Ben bir Arap Yahudisiyim.
Yanında yirmi iki bavul eşya ile uçaktan indiğinde, ayak bastığı ülkede daha önce hiç bulunmamıştı. Tanımadığı bir ülkeye gitmek onun için yeni bir şey değildi. Ne de olsa bir Yahudi'ydi. Lübnan'da doğmuş, savaş sonrası hep seyahat etmiş bu cesur kadın kendisine en son durak olarak İstanbul'u seçmişti.
Milano'da bıraktığı ailesini bir daha görmemek

Doğu'nun ve Batı'nın aşkla buluştuğu yer...

Haçlı Savaşları'nda Araplarla başa çıkamayacaklarını anlayan Hıristiyanlar, Orta Asya'ya hükmeden Büyük Hakan'dan yardım istemeye karar verirler. Taşıdıkları dostluk mektubuyla Kudüs'ten yola çıkan şövalye ile rahibin yolculukları birkaç ay değil, birkaç mevsim sürecektir. Bu zorlu yolculukta

Can Peygamberim, gül kokulu önderim:
Uhud"u dinledim, imtihan çok zorlu olmuş. Senin bir sözünün ihmal edilişinin acı sonu yaşanmış. Üzgünüm Peygamberim, üzgünüm, çünkü sözün değil, sözlerin ihmale uğrar olmuş. Sonra düşündüm, düşündüm ki biz de Okçu